U Z M A N D E Ğ İ L İ M ... Bayram Ali Çelikten.
   
 
  Z YOLU

 Sabah saat 8.00 sıralarında bizi bekleyen aracımıza binerek Söke’ye doğru yola koyulduk. 2 saate yakın süren yolculuğumuz sonunda Söke Güllübahçe’ye varıyoruz. Kısa bir çay ve ihtiyaç molasından Sonra olympos dağcılık ve doğa sporları kulübü Söke -Priene– Davutlar (Z Yolu) Parkurundaydı

Güneş insanı ısıtacak kadar yükselmişti. İzmir’den gelen grupla birleşince yaklaşık 110 kişi olduk. Buluşma samimi bir ortamda ve dostça bir havada gerçekleşiyor. Rehberlerimizin talimat ve uyarılarını dinledikten sonra yürüyüş başladı.  

Kısa bir tırmanışın ardından her bir yanı tarih kokan, her bir yanı kültürel miraslarla dolu olan Priene Antik kentine varıyoruz.

Priene Antik kentinin İyon Uygarlığı tarafından  Bir liman kenti olarak kurulmuş, deniz kıyısında olan kent artık denizin çok uzağında.

Priene’de dolaşırken MÖ.6.yüzyıllarda nasıl bir şehircilik anlayışı olduğunu, su kanallarını, kanalizasyon tertibatını, yolların ve yapılaşmanın ne kadar düzenli olduğunu, toplantı yerlerini hayretler içinde izliyoruz Bu tarihi güzellikten ayrılarak kral yolunu takip ederek Priene’den kaya tırmanışına devam ediyoruz. Yukarıya doğru çıktıkça heyecanımız artıyor. Dar kaya geçitleri ürkütücü ve tehlikeli yardımlaşarak tırmanışımıza devam ediyoruz. Aşağı doğru baktığımızda ise muhteşem bir manzarayla karşılaşıyoruz. Tam önümüzde Büyük Menderes Ovası Bu manzara anlatılmaz ancak yaşanır. Arkadaşlarımız bu muhteşem manzarayı makinelerine ve cep telefonlarına kaydedip ölümsüzleştiriyorlar.

Tırmanışa devam ediyoruz. Tepenin doruklarına vardığımızda eski bir şehir kalıntılarıyla karşılaşıyoruz Dikkatli bir şekilde inceliyoruz. Tarih ve kültür miraslarımızın nasıl harap edildiğini ve korunamadığına şahit oluyoruz.

Bu bölgede birçok uygarlık gelip geçmiş, Priene, Milet, Efes gibi antik dünya miraslarına sahip bir ülkenin tarih, kültür ve turizm açısından ne kadar değerli olduğunu herhalde anlatmaya gerek yok.

 Doğa harikası o kadar güzel yerlerden geçiyoruz ki yorgunluktan sızlayan kaval kemiklerimiz inşallah bu güzellikler hatırına affeder bizi tam zirveye ulaştığımızda saatlerimiz 15.00’i gösteriyor. Tırmanışın verdiği yorgunluk, manzaranın verdiği heyecan artık gücümüzün son sinyallerini vermeye başladığı bir anda yemek molası veriyoruz. Vakit hayli ilerlemiş olduğundan yemek molamız yarım saatle sınırlı. Aceleyle azıklarımızı atıştırıp tekrar yola koyuluyoruz. Artık inişe geçtik. Dar ve sık ağaçlı patikalardan yürüyoruz.

Birden karşımıza eski manastır çıkıyor Kuruluşu 11ve 13.yüzyıllara dayandığı belirtiliyor. Kubbesi kurşunla kaplı olduğu için “Kurşunlu Manastırı” adını aldığı söyleniyor. Ancak tarihe ve kültüre karşı kıymet bilmezliğimiz bir kez daha karşımızda. Bu kültür mirasımızı da ne yazık ki koruyamamışız.

 Kurşunlu Manastırından ayrılırken karışık duygular içindeyiz. Yürüyüşümüz sürüyor. Davutlara varabilmemiz için daha 1-2 saate ihtiyacımız var.

Çeşitli ağaçlarla kaplı sık bir ormana dalıyoruz. Muhteşem bir orman havası ve bol oksijen alarak yolumuza devam ediyoruz.  Patikalardan kurtulup orman yoluna indiğimizde dizlerimiz isyanda, yorgunluk zirvede...

15 dakikalık bir yürüyüşten sonra Davutlarda bizi bekleyen araçlarımıza kavuşuyoruz. İzmirli arkadaşlarımızla vedalaşıp ayrılıyoruz. Başka parkurlarda da birlikte olma dileklerimizi karşılıklı olarak belirtiyoruz.

Yorucu ama doyurucu bir yürüyüşün ardından tüm ekip yorgun ama mutlu... saat 19.00 güneş batmak üzere ve biz kasabamıza dönmek için hareket ediyoruz. 

BAYRAM ALİ ÇELİKTEN
 
Bu websitesinin sahibi "Top liste" ekstrasını daha aktive etmemiş!
Facebook beğen
 
SİTEMİ ZİYARET EDENLER
 
GÜNLÜK GAZETELER
 

İDEAL KİLO
 
 
Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!
Sitedeki reklamlar sitemize ait değildir tr.gg domainini bana sunan sistemin yaptığı bir uygulamadır verdiği rahatsızlıktan dolayı kendi adıma özür diliyorum...Bayram Ali çelikten Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol